ELİNİZİ DÜNYA HALKLARININ ÜZERİNDEN ÇEKİN

Gökbilimciler, internet için uzaya fırlatılması planlanan binlerce uydunun, gökyüzünün görüntüsünü tehdit edeceği uyarısında bulunmuştu.
Bilim insanları, uyduların oluşturduğu “mega takımyıldızlarının” optik teleskoplardan gelen görüntüleri ve radyo astronomi gözlemlerini engelleyebileceğini de söylüyordu.
Uzaya fazlasıyla bu uyduları fırlattılar.

Kaç zamandır düşünmekteyim, acaba dünyanın dengesini mi bozdular diye.

Bugün çok sevdiğim kardeşim, dostumla bu virüsün çok şaibeli olduğuna dair telefonda sohbet ederken, iki üç hafta önce “gökyüzünde parlak bir cisim gördüm ve fotoğrafını çektim” dediği geldi aklıma. Fotoyu bir daha göndermesini rica ettim. Daha sonra sosyal ağları karıştırdım. Bir çok insan bu cisimleri görmüşler. YouTube’da paylaşan da olmuş.

Sağdan soldan Amerikalıların SpaceX’in uydularını araştırmaya başladım.

Astrofizik uzmanı Dr. Dave Clements; “Toplumsal bir trajediyle karşı karşıyayız” diye uyarıda bulunmuş ve
uzay şirketleri ise uyduların etkisini asgariye indirmek için gökbilimcilerle çalışmaya başlamış.

Dünyanın ağzına s..çtınız!

Uzayın da dengesiyle oynadınız. Ekolojik dengeyi bozdunuz.

Hayvanların masumiyeti ve reflekste olsa doğal hayata olan saygısının zerresi kapitalist ülkelerin faşist imparatorlarında olsaydı bu dünya rezil olmazdı.

Bu virüste dünyanın dengesiyle oynayan emperyalist ülkelerin parmağı var!

Elon Musk’ın kurucusu olduğu Amerikan SpaceX şirketi topluma sordu mu; “Gökyüzünü kullanabilir miyiz” diye…

Gökyüzü hepimizin!

Geçen gün bir video izledim gözyaşlarımı tutamadım. Adam elinde iğne ile bir odaya giriyor, denek maymun kafes arkasında adamı görüyor ve korkudan tir tir titriyor.

Biliyor; daha öncede diğer kafesteki maymuna eziyet ettiler. Öleceğini çok iyi biliyor.

Bir videoda da; yemek için koyun derisi yüzer gibi köpeğin derisini öldürmeden yüzüyorlar. Feryadını anlatamam!

Köpek duygusal bir hayvan. Diğer hayvanlardan çok daha farklı. İnsan komutunu anlayıp, hareketlerle yanıt verecek kadar zeki yaratıklar. Bir çok hayvan öyle. Korkuları ve feryatları, bu cehennem dünyada yaşadığıma pişman etti beni.
Bir hafta doğru dürüst yemek yiyemedim üzüntüden.
Hayvanlar gibi yaşamayı bilseydik bu dünya tertemiz kalırdı.

Bugün bana, yarın sana! Sırayla…

Biz de artık maymunlar gibi bir kafese kapatıldık. Muz verseler de mutsuzuz. Çünkü her birimiz denek gibi bekliyoruz.

Bu virüsü toplumun üzerinde denediklerini düşünmeden edemiyorum.

Ve her nedense gece gece aklıma 68 kuşağı geliyor. Onları sevgi ve müthiş bir saygıyla anıyorum…

Altıncı filo geliyor diye, Amerikalı askerlere hazırlık!
Genelevlerin temizlendiği kirli zamanlar!

68’liler, 18 Temmuz 1968’de Türkiye’de önemli bir ABD karşıtı eylemi gerçekleştirmişti. Dolmabahçe rıhtımına yanaşan 6. Filo’nun askerleri, Deniz Gezmiş’in başında bulunduğu gençler tarafından ‘denize atık gibi dökmüşlerdi.

O ruh var mı?
Yok!

Şu an elimden gelse dünyayı kirleten tüm emperyalistleri okyanusun en derinliklerine gömerdim.

5G teknolojinizi, sıra sıra dizilmiş ve gökyüzümü kirletmiş, bizlere ne gibi zararlar verdiğinizi bilmediğiniz cisimlerinizi tepemizden çekin diyen bir ses yok!

Yaşlı jenerasyon ölecek, yeni nesil robotlaştırılacak.

Hissettiklerimi söylemeden edemedim. 5G ye DİKKAT!

Ne olduysa bu uydulardan sonra oldu gibi geliyor bana. Plan da, proje de belli.

TAKİP SİSTEMİNDEM BAHSEDİYORLAR

NİYE?

Efendiler, kendilerine kürek çeken forsa haline getirmek istiyorlar her birimizi…

Faşizme lanet olsun!
Emperyalist ülkelerin piçlerine 68 kuşağı ne demişti?

GO HOME!

Gökyüzümüzden elinizi çekin ve GO HOME…

AYÇA ÖZTORUN